15 Temmuz 2013 Pazartesi

80'ler..




Commodore 64'ünüz ve Betamax kasetleriniz hâlâ bir yerlerde duruyorsa,   radyoyu açınca sadece tek bir kanalın çıktığı günleri hatırlıyorsanız,   İstiklal Caddesi'nin trafiğe açık olduğu günleri hatırlıyorsanız,   33'lük plakları hala hatırlıyorsanız, İstanbul'un telefon kodunun "1"   olduğu ve karşıyı arar­ken kod çevirmek zorunda olmadığınız zamanları   hatırlı­yorsanız, babanıza bir telsiz alması için yalvardıysanız, internet diye bir   kelimenin olmadığı zamanları hatırlıyorsanız, siz de "seksenlerin" bir çocuğusunuz... 

 Onları pek tanımadık aslında... Onlara kızdık. Onlar için üzüldük. Onlara güldük...   Çok küçüktük o senelerde, ama yine de hafızaya alınan belli başlı kült başlıklar oldu. 

Siyasi açıdan ordan burdan duyduklarımızla, okuduklarımızla   kızdık onlara. 86'da Çernobil reaktör kazasında ölen insanlar için,   Türkiye'de darbe döneminde insanların ne zorluklar çektiğini   duyarak üzüldük, kimimiz daha iyi anımsıyordur belki...  

Ama asıl 80'ler dediğimizde çoğumuzun aklına güldüğümüz   noktalar geliyordur.   Gerek modası gerek filmleri gerek müziği ki aslında çoğumuz güldüğümüz kadar da benimsedi bunları.   Bakalım o yıllarda akıllarda kalan kült başlıklar nelermiş... 

Erkek modasına kazandırılanlar:   Leopar desenli slip mayo   Künye bileklik ve kıllı göğüse salınan altın kolye   Bunlarla denize girmek     Beyaz çorap   Paçası dar, üstü bol pantolon   Biryantin   Pantolonun bir tarafından diğer tarafına sallanan zincir..

Kadın modasına kazandırılanlar:   Vatka    Perma   Bandana   Bol ve kat kat kıyafetler...

İri güneş gözlükleri    Breakdance çılgınlığı,post-punk, Kristal Büfe, ilk Mcdonalds   Sony walkman, pop kültürü, Ne-nanana şarkısı (Vaya Con Dias), Lambada,   U cant touch this,   Modern Talking, A-ha, Duran Duran, Wild Boys grupları,   kalın bağcıklı Converse'ler & Superstarlar, kalın şeritli havlu çoraplar, omuzlara alınıp sokakta gezilen büyük stereolar,  

 Nuri Alço, radio, esrarlı-eroinli Ahu Tuğba filmleri,   Back to the Future, Star Wars'ın son serileri aslında 80'de çekildi   İstanbul'da Stüdyo 54 & Airport diskoları, aerobik, Kara Şimşek & A Takımı dizileri, flashdance,   82'de ilk renkli yayın, video furyası, Hey, Onyedi ve Ses dergileri,   erotik yayınlar, pek ayıp olduğu için ailelerin   sandıklarından yürütülen porno kasetler veya fırt dergisindeki erotik karikatürler   1981'de cd'nin bulunması ve 86'da piyasaya   sürülmesi, atari ve kendilerini oldukça sevdiğim   Depech Mode furyası..

Şofbeni bilmedigimiz zamanlardi. Ailenin banyo günü olurdu o zamanlar. Memurlar cumartesi, isçiler pazar   günü hazırlarlardı banyoyu. Ailenin tüm fertleri girmek zorundaydı. Külfetliydi zira bu is.   Tek kisi için o kadar su ısıtılmazdı. Banyodan nefret edildi o yıllar her halde.

Elektriklerin ve suların sık sık kesildiği, bakkallarda yağ şeker kuyruklarının oluştuğu zamanlar..   Emin Çölaşan'ın Özal'ı eleştiren yazılarından ötürü sabahın köründe gazete   okumanızı engelleyen hareketlerin olduğu yıllardı aynı zamanda.. Ekonomik liberalleşme ve tüm getirdikleriyle bir sürü   şeyden fedakarlıkta bulunarak raflarımızda yabancı bira bulabilmemizin temelleri   atılmıştır.

Komşudan telefon edildiği, deliler gibi karışık kaset   doldurup, dergilerden resim kesip albümler yarattığımız,   değişik ünlüleri kafaya takıp, zaman zaman onlar için ağlandığı yıllar. Eee küçüklük tabi, saflık halleri:)   Bazı insanların tanıdıklarını uzaktan gördüklerinde " Hu huhuhuhuuuu" diye seslendikleri yıllar..    Metin Akpınar ve Zeki Alasya'lı Devekuşu Kaberanın aktif olduğu, kaliteli oyunların üretildiği   yıllar..Roboteck vardı, Galactica vardi, izler, uzaycilik oynanırdı sokaga cikinca. Sokakta misketler, gazoz   kapaklari vardi. Kibrit kutularinda sporcular, arabalar vardı, erkeklerin favori oyunuydu. 

Son olarak bu yıllar çizgi film sektörünün en verimli dönemiydi.   Clementine, Thundercats, Hayalet Avcıları, Taş Devri, Looneytunes (en başarılı   dönemi), Transformers, He-Man, She-ra, Japon futbol çizgi filmleri     Çocukluğumu hatırlarken tüm kitsch öğeleriyle beraber beni mutlu etmeyi başaran,   modasından sanatına hayatın birçok köşesine yansıyan, hafızamıza o minik halimizdeyken   bile bu şekilde kaydolmayı beceren yıllar bütünü...

Sizce?